SGK’nın Emeklilik Talebini Reddi Davası

Emeklilik, bir çalışanın yıllar boyunca ödediği primlerin ve emeğinin karşılığı olan en temel sosyal haktır. Ancak Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), bazen yanlış değerlendirme, eksik kayıt veya teknik nedenlerle emeklilik talebini reddedebilir. Bu durum, kişinin hem maddi hem de manevi açıdan mağduriyet yaşamasına yol açar. Emeklilik reddi halinde, sigortalıların yasal yollarla haklarını arama ve reddedilen işlemin iptali için dava açma hakkı vardır.

Bu yazıda; SGK neden emeklilik başvurularını reddeder, hangi davalar açılabilir, dava açmadan önce hangi adımlar izlenmelidir, dava dilekçesinde talep nasıl kurulmalıdır gibi soruların yanıtlarını bulacaksınız. Ayrıca faiz, temerrüt ve geriye dönük ödeme hakkı, emsal Yargıtay kararları, ve avukat desteğinin bu süreçteki önemi de ele alınacaktır.

Unutulmamalıdır ki, SGK’nın hatalı veya haksız bir kararı, sizin emeklilik hakkınızı ortadan kaldırmaz. Doğru hukuki adımlar atılarak, hem emeklilik reddi kararının iptali hem de hak ettiğiniz maaşların alınması mümkündür. Bu içerik, Avukat Elif Karaca’nın sosyal güvenlik hukuku alanındaki deneyimiyle, emeklilik sürecinde yaşanan haksız ret kararlarına karşı nasıl bir yol izlenmesi gerektiğini adım adım açıklamaktadır.

SGK Neden Emeklilik Başvurularını Reddeder?

Emeklilik başvurusunun reddedilmesi, çoğu zaman sigortalının hatasından değil, idarenin değerlendirme veya kayıt hatalarından kaynaklanır. SGK, emeklilik talebini reddederken genellikle prim gün sayısı, sigortalılık süresi veya yaş şartının eksik olduğu gerekçelerini öne sürer. Ancak bazı durumlarda kurumun veri tabanındaki eksiklikler ya da işverenin bildirim hataları da haksız ret kararlarına yol açabilir.

Örneğin, geçmiş yıllara ait sigorta prim kayıtlarının sistemde görünmemesi, eski dönem dosyalarının kaybolması, ya da işveren tarafından bildirilmeyen kısa süreli çalışmalar, SGK tarafından “eksik gün” olarak değerlendirilir. Bu da kişinin emeklilik hakkını kazanmış olmasına rağmen, başvurusunun reddedilmesi sonucunu doğurabilir.

Bazen de emeklilik reddi, sigortalının birden fazla statüde (örneğin SSK, Bağ-Kur, Emekli Sandığı) çalışmış olmasından ve bu hizmetlerin birleştirilmesinde yapılan teknik hatalardan kaynaklanır. Tüm bu durumlarda, kurumun işlemi kesin değildir; sigortalı, yargı yoluna başvurarak hem eksik görülen hizmetlerini tespit ettirebilir hem de haksız ret kararını iptal ettirebilir.

Kısacası, SGK’nın ret kararı her zaman emeklilik hakkının ortadan kalktığı anlamına gelmez. Gerekli belgeler ve hukuki başvuru yolları ile bu kararın düzeltilmesi mümkündür.

Hangi Davalar Açılabilir?

SGK’nın emeklilik talebini reddetmesi halinde, sigortalının önünde birden fazla hukuki yol bulunur. Bu noktada hangi davanın açılacağı, reddin gerekçesine ve sigortalının durumuna göre belirlenir. En yaygın olarak başvurulan dava türleri hizmet tespiti davası ve tahsis reddi iptali davasıdır.

  1. Hizmet Tespiti Davası:
    SGK, sigortalının geçmiş dönem çalışmalarını tespit edemediğinde ya da prim günlerini eksik saydığında, bu durum “eksik hizmet” olarak kabul edilir. Sigortalı, gerçekten çalıştığını ancak SGK kayıtlarında görünmediğini ispatlamak amacıyla hizmet tespiti davası açabilir. Bu dava, tanık beyanları, bordro kayıtları, banka dekontları ve diğer belgelerle desteklenerek, mahkeme nezdinde çalışmanın varlığının kanıtlanmasını sağlar.
  2. Tahsis Reddi İptali Davası:
    Eğer SGK, sigortalının tüm prim günlerini ve çalışma sürelerini dikkate aldığı halde yine de emeklilik başvurusunu reddetmişse, bu durumda tahsis reddi iptali davası açılır. Bu dava ile, kurumun ret işleminin hukuka aykırı olduğu tespit edilir ve emeklilik işlemlerinin başlatılması talep edilir.

Bazı durumlarda, sigortalı aynı dava dilekçesi içinde hem hizmet tespiti hem de tahsis reddi iptali isteminde bulunabilir. Böylece mahkeme, hem eksik görülen hizmetleri tespit eder hem de buna bağlı olarak emeklilik hakkının doğup doğmadığını değerlendirir.

Unutulmamalıdır ki, bu tür davalar uzmanlık gerektirir; çünkü hangi mahkemenin görevli olduğu, davanın içeriğine ve sigortalının statüsüne göre değişiklik gösterebilir. Doğru dava türünü belirlemek, emeklilik hakkına giden yolun en önemli adımıdır.

Dava Açmadan Önce İzlenecek Adımlar

SGK’nın emeklilik başvurusunu reddetmesi, çoğu kişi için şaşırtıcı ve moral bozucu bir durumdur. Ancak bu kararın ardından doğrudan dava açmadan önce atılması gereken bazı önemli adımlar vardır. Bu adımlar, hem dava sürecinin sağlıklı ilerlemesini sağlar hem de delillerin güçlenmesine yardımcı olur.

1. Ret Kararını Yazılı Olarak Talep Edin:

SGK’nın emeklilik talebinizi reddettiğini yalnızca sözlü olarak öğrenmişseniz, mutlaka bu kararı yazılı olarak talep edin. Ret yazısında kararın gerekçesi, dayandığı mevzuat ve size tebliğ tarihi yer alır. Bu belge, dava süresinin başlangıcı açısından da kritik öneme sahiptir.

2. Belgelerinizi ve Hizmet Dökümünüzü Kontrol Edin:

e-Devlet üzerinden veya SGK’dan alınacak hizmet dökümü, prim gün sayınız ve sigortalılık sürenizle ilgili en önemli belgedir. Eksik veya “–” işaretiyle silinmiş dönemler varsa, bunları tespit edip çıktısını alın. Özellikle eski dönemlerde (örneğin 1980–1990 arası) arşiv eksiklikleri sıkça görülür.

3. SGK’ya Yazılı İtiraz veya Yeniden İnceleme Başvurusu Yapın:

Bazı durumlarda, dava açmadan önce kuruma itiraz dilekçesi verilmesi gerekebilir. Bu, dava sürecinde “idari başvuru yollarının tüketilmesi” şartını da yerine getirir. SGK, bu başvurulara genellikle 60 gün içinde yanıt vermekle yükümlüdür. Yanıt verilmemesi veya olumsuz cevap alınması hâlinde dava yolu açılır.

4. Delillerinizi Toplayın:

Eksik görülen hizmet dönemlerine ilişkin tanık beyanı, ücret bordrosu, işyeri kayıtları, maaş ödemeleri veya iş sözleşmeleri gibi belgeleri temin edin. Dava aşamasında bunlar haklılığınızı kanıtlayan en güçlü delillerdir.

5. Hukuki Destek Alın:

Her ne kadar bireysel başvuru mümkündür, ancak sosyal güvenlik hukuku teknik detaylar içerdiğinden, bir avukat desteğiyle hareket etmek hak kaybını önler. Özellikle sürelerin doğru hesaplanması ve dava dilekçesinin eksiksiz hazırlanması açısından profesyonel rehberlik son derece önemlidir.

Kısacası, dava açmadan önce atılan her adım, emeklilik hakkınızı geri kazanma yolunda hem hukuki hem de stratejik bir avantaj sağlar.

Dava Dilekçesinde Nasıl Bir Talep Kurulmalı?

SGK’nın emeklilik talebini reddetmesi üzerine açılacak davada, dava dilekçesi hem hukuki dayanak hem de talep yönünden büyük önem taşır. Dilekçede, hem kurumun reddine neden olan işlemin iptali hem de sigortalının emeklilik hakkının tespiti açık ve somut bir şekilde ifade edilmelidir. Dava dilekçesinde öncelikle, SGK’nın ret kararının tarihi ve sayısı, başvuru tarihi, müvekkilin sigortalılık durumu ve hangi gerekçeyle ret kararı verildiği belirtilmelidir. Ardından, bu kararın neden hukuka aykırı olduğu açıklanır. Örneğin, “Müvekkilin … tarihleri arasında fiilen çalıştığı ve prim gün sayısını tamamladığı hâlde, SGK tarafından dosya eksikliği gerekçesiyle başvurusu reddedilmiştir.” gibi net bir açıklama yapılmalıdır.

Talep kısmında ise, “… tarihinden itibaren emeklilik hakkının kazanıldığı ve SGK’nın … tarihli ret işleminin iptali ile yaşlılık aylığının bağlanmasına karar verilmesi” istenmelidir. Buna ek olarak, birikmiş maaşların yasal faiziyle birlikte ödenmesi talebi de açıkça belirtilmelidir. Faiz talebi yazılmadığı takdirde mahkeme kendiliğinden hükmedemez; bu nedenle dilekçede bu unsurun yer alması hayati önem taşır.

Ayrıca, dilekçede hukuki dayanaklar olarak 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ve ilgili yargı içtihatlarına atıf yapılmalıdır. Davanın amacı; SGK’nın hatalı değerlendirmesinin düzeltilmesi, reddedilen hizmetlerin tespit edilmesi ve hak edilen emeklilik aylığının bağlanmasıdır.

Unutulmamalıdır ki, doğru kurgulanmış bir dava dilekçesi, emeklilik reddi sürecinde mahkemenin olayı doğru değerlendirmesini sağlar ve hakkın teslim edilmesinde belirleyici rol oynar.

Faiz, Temerrüt ve Geriye Dönük Ödeme Hakkı

SGK’nın emeklilik talebini haksız şekilde reddetmesi durumunda, sigortalı yalnızca emeklilik hakkını değil, reddedilen süre boyunca mağduriyetin maddi karşılığını da talep edebilir. Bu noktada devreye, faiz, temerrüt ve geriye dönük ödeme hakkı kavramları girer. SGK, emeklilik başvurusu yapıldıktan sonra genellikle 3 ay içinde işlemi sonuçlandırmakla yükümlüdür. Eğer bu süre içinde olumlu bir işlem yapılmaz veya ret kararı verilirse, kurum temerrüde düşmüş sayılır. Bu tarihten itibaren, sigortalıya bağlanması gereken aylıkların yasal faiziyle birlikte ödenmesi talep edilebilir.

Mahkemeye sunulan dilekçede, faiz talebinin açıkça belirtilmesi gerekir. Örneğin, “Başvuru tarihinden itibaren üç aylık işlem süresinin bitimini izleyen günden itibaren, hak edilen emekli maaşlarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi” şeklinde bir ifade kullanılabilir. Bu talep yazılmadığında, mahkeme kendiliğinden faiz hükmedemez ve sigortalı daha sonra ayrıca bir dava açmak zorunda kalabilir.

Geriye dönük maaş ödemesi ise, mahkemenin emeklilik hakkının kazanıldığını tespit ettiği tarihten itibaren hesaplanır. Yani, kişi aslında o tarihte emekliliğe hak kazanmışsa, o günden bugüne kadar ödenmemiş tüm maaşlar toplu olarak talep edilebilir.

Bu nedenle, dava sürecinde yalnızca emeklilik hakkının tespitiyle yetinmek değil, aynı zamanda birikmiş aylıklar ve faizlerinin tahsilini istemek de büyük önem taşır. Böylece hem haksız ret kararı düzeltilmiş olur hem de sigortalının ekonomik kaybı giderilir.

Emsal Yargıtay Kararları ve Uygulama Örnekleri

Emeklilik reddi davalarında, Yargıtay kararları hem benzer uyuşmazlıkların çözümünde yol gösterici olur hem de alt mahkemeler için güçlü bir emsal teşkil eder. Özellikle Sosyal Güvenlik Kurumu’nun eksik hizmet tespiti, hatalı değerlendirme veya arşiv kaybı gerekçeleriyle verdiği ret kararları, birçok kez Yargıtay tarafından hukuka aykırı bulunmuştur.

Örneğin, Yargıtay 21. Hukuk Dairesi’nin 2019/3356 E., 2020/228 K. sayılı kararında, SGK’nın işveren bildirimlerindeki eksiklikleri gerekçe göstererek bir sigortalının fiilen çalıştığı günleri hizmetten saymaması ele alınmıştır. Yargıtay, çalışmanın tanık beyanları ve diğer belgelerle ispatlanabileceğini vurgulamış ve SGK’nın ret kararını hukuka aykırı bularak emeklilik hakkının tanınmasına karar vermiştir.

Bir başka kararda (Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2021/892 E., 2022/456 K.), mahkeme kararıyla hizmet süresi tespit edilen bir sigortalının SGK tarafından emeklilik başvurusunun reddedilmesi incelenmiştir. Yargıtay, mahkeme kararlarının SGK için bağlayıcı olduğunu belirterek, kurumun emeklilik talebini reddetme yetkisinin bulunmadığına hükmetmiştir.

Uygulamada, Yargıtay kararları açıkça göstermektedir ki; sigortalının fiilen çalıştığı ve prim ödemelerinin yapılmış olduğu tanık beyanı, ücret bordrosu, banka kaydı veya diğer belgelerle ispatlanabiliyorsa, SGK’nın kayıt eksikliğini gerekçe göstererek emeklilik talebini reddetmesi hak kaybına neden olan hukuka aykırı bir işlem sayılır.

Bu emsal kararlar, sigortalıların emeklilik hakkının yalnızca kurum kayıtlarına bağlı olmadığını, fiili çalışmanın her türlü delille ispatlanabileceğini ortaya koymaktadır. Dolayısıyla, emeklilik reddi durumunda yargı sürecine başvurmak, çoğu zaman hakkın geri kazanılmasının tek ve en etkili yoludur.

Avukat Desteği

Emeklilik reddi davaları, hem teknik yönü hem de mevzuatın karmaşık yapısı nedeniyle dikkatle yürütülmesi gereken süreçlerdir. SGK işlemleri, hizmet tespiti ve tahsis reddi gibi konular, yalnızca sosyal güvenlik mevzuatını değil, aynı zamanda usul hukukunu da yakından ilgilendirir. Bu nedenle, dava sürecinde yapılacak küçük bir hata dahi hak kaybına yol açabilir. Bir avukat desteğiyle hareket etmek, hem stratejik hem de hukuki açıdan sürecin doğru yönetilmesini sağlar. Avukat Elif Karaca, sosyal güvenlik hukuku alanında edindiği deneyimle, müvekkillerinin emeklilik reddi davalarında doğru delilleri toplamasına, dava dilekçesinin hukuka uygun hazırlanmasına ve mahkeme aşamasında etkili bir savunma yapılmasına yardımcı olur.

Ayrıca, SGK nezdinde yapılacak itirazlar, hizmet dökümü talepleri, eksik günlerin ispatı ve faiz hesaplamaları gibi teknik konular, profesyonel bir bakış gerektirir. Avukat desteği, bu karmaşık adımların her birinde sürecin hatasız ilerlemesini sağlar. Unutulmamalıdır ki, emeklilik hakkı bir kişinin yaşamının en önemli kazanımlarından biridir. Bu hakkı korumak ve haksız bir ret kararını ortadan kaldırmak için profesyonel bir hukuki rehberlik, çoğu zaman sonucun lehinize dönmesini sağlayan en önemli unsurdur.

Emeklilik Hakkınızı Korumak İçin Gecikmeden Hareket Edin

SGK’nın emeklilik talebinizi reddetmesi, hakkınızın tamamen ortadan kalktığı anlamına gelmez. Ancak bu durumda zamanında ve doğru adımlarla hareket etmek, sürecin sonucunu doğrudan etkiler. Emeklilik hakkınızı savunmak için öncelikle ret kararının gerekçesini dikkatle inceleyin, süreleri kaçırmadan dava açın ve gerekiyorsa avukat desteğiyle profesyonel bir yol haritası oluşturun. Sosyal güvenlik hukukunda süreler oldukça kısadır; SGK’nın kararına karşı dava açma süresi genellikle tebliğ tarihinden itibaren 60 gündür. Bu süre geçirildiğinde, hak arama imkânı ciddi şekilde kısıtlanabilir. Bu nedenle, ret kararını aldıktan sonra vakit kaybetmeden hukuki süreci başlatmak, emeklilik hakkınızın korunması için hayati önem taşır.

Unutmayın, geçmişte çalıştığınız günlerin silinmesi, primlerinizin eksik sayılması veya dosyalarınızın kaybolması sizin kusurunuz değildir. Bu tür hatalar, yargı önünde düzeltilebilir. Emeklilik reddi karşısında sessiz kalmak, hak kaybını kalıcı hale getirir; oysa doğru adımlar atıldığında, hem emeklilik hakkınız hem de birikmiş maaşlarınızın faiziyle birlikte ödenmesi mümkündür.

Eğer siz de SGK’dan “emeklilik talebiniz reddedilmiştir” yanıtı aldıysanız, haklarınızı öğrenmek ve süreci güvenle yönetmek için profesyonel hukuki destek almaktan çekinmeyin. Avukat Elif Karaca, emeklilik reddi davalarında edindiği tecrübe ile yanınızdadır.

Son Bloglar